Meme estetiğinin yalnızca estetik kaygılarla değil, özellikle doğurganlık döneminde kadınların fizyolojik ve psikolojik sorunlarından dolayı gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Teoman Eskitaşçıoğlu, söz konusu ameliyatlarda süt bezlerinin kesinlikle zarar görmediğini ifade etti.
"Meme cerrahisinde süt bezleri korunuyor"
Prof. Dr. Teoman Eskitaşçıoğlu, "Doğurganlık dönemindeki kadınlar, meme büyütme ya da küçültme ameliyatlarına karar vermeden önce, ´anne olursam çocuğumu emzirebilecek miyim?´ sorusunun yanıtını araştırmaktadır. Kadınlar bu sorunun cevabını ararken, kulaktan dolma bilgilerle yayılmış söylentilerle karşılaşmaktadır. Bu tür cerrahi operasyonlar sırasında, doğurganlık dönemindeki genç hastaların meme içindeki süt bezleri korunarak ameliyatlar gerçekleştirilir. Bu tür operasyonlar kadının fiziki durumuna ve yaş faktörüne göre planlanmaktadır. Ancak bu konuda unutulmaması gereken bir konu ise emzirmenin annenin duygusal ve hormonal durumuyla fazlaca ilişkili olmasıdır. Meme cerrahisi geçirmeyen birçok kadının, çoğu zaman başka nedenlere bağlı olarak da çocuğunu emziremediği unutulmamalıdır."
"Küçültülen meme lohusalıkta eskisi kadar büyümez"
Meme cerrahisinin anne adayının emzirme ile ilgili sorun çıkarmamaya yönelik yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Eskitaşçıoğlu, "Meme cerrahisi geçirmiş birçok kadın, yıllar sonra anne olduğunda bile bebeğini emzirmektedir. Öte yandan, hamilelik ve emzirme döneminde fizyolojik olarak kadının memeleri daha da büyümektedir. İri memeli kadınlarda bu durum, var olan omuz bel sırt ağrısı, pişik, hareket kısıtlılığı gibi sıkıntıları daha da artırmaktadır. Bu hasta grubunda meme küçültme ameliyatlarının diğer bir avantajı ise küçültülen memelerin lohusalık ve emzirme döneminde asla orijinal büyüklüğüne ulaşamamasıdır" açıklamasında bulundu.
"Kişiye özel yöntemler uygulanıyor"
Meme büyütme ameliyatlarında kullanılan silikon implantların, meme dokusunun veya kas dokusunun süt bezlerini korumada farklılık gösterdiğine değinen Prof. Dr. Eskitaşçıoğlu, "Süt bezleri tamamen üst tarafta kalmakta ve korunmaktadır. Dolayısıyla emzirmeye asla bir engel oluşturmamaktadır. Hatta bazı kadınlar, az gelişmiş meme dokusu nedeniyle emzirme konusunda sorun yaşamaktadır. Meme cerrahisinde kullanılan implant sayesinde meme dokusu daha öne çıkarılmakta, böylece bebek meme başını daha rahat kavrayabilmektedir. Ancak saklı meme başı veya içe dönük meme başı durumunda ise bebeğin emme şansı azalır. Bu durumları düzeltmek için yapılan cerrahi işlemlerde, süt kanallarına zarar verebildiği için önerilmemektedir. Silikon implant kullanılan meme büyütme ameliyatında ise süt bezleri korunarak meme dokusu öne itildiğinden içe dönük meme başı durumu da ortadan kalkabilmektedir" dedi.
"Meme küçültme işlemi önemli konfor sağlıyor"
Ayrıca meme büyüklüğü kadınlarda boyun, kol, bel ve sırt ağrılarına yol açtığını kaydeden Prof. Dr. Teoman Eskitaşçıoğlu, "Meme küçültme operasyonlarında fazla yağ, meme dokusu ve fazla deri alınarak meme ideal boyutuna getirilmeye çalışılmaktadır. Fazla yağlar liposuction uygulanarak çıkarılmaktadır. Küçültme ameliyatlarında hastanın beklentileri ve istekleri dikkate alınarak planlama yapılmaktadır. Ancak kadınların taleplerinin yanı sıra uygun olan doğal görünüm göz önünde bulundurulmalıdır. Yani operasyon öncesinde kadının kilosu, boyu, omuz çevresi ve genel görünümü birlikte değerlendirilmelidir" ifadelerini kullandı. (İHA)