Ünal yaptığı açıklamada, ?Kudüs, 3 semavi dinin de kutsal kabul ettiği değerleri içinde barındıran, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisidir. İnsanlık binlerce yıllık tarihinde en kanlı mücadelelerini din üzerinden yürütmüştür. Kudüs ise Müslümanların kadim kıblegâhı, bütün semavi dinlerin ortak mekânıdır. Dünyaya barış ve huzur ancak bütün inançlara saygı çerçevesinde geliştirilecek bir süreç sonucunda, Kudüs´ün maneviyatına halel getirmeden, evrensel hukuka ve tarihi gerçeklere uygun bir çözümle gelecektir. Hâlbuki İsrail´in, 1967 yılında 6 Gün Savaşları sonunda Müslümanların kontrolündeki Kudüs´ü işgal etmesiyle, bitmeyen bir kavganın da fitili ateşlenmiştir. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde yüzyıllar boyunca bütün inanç sahiplerinin hoşgörü ve huzur içinde yaşadığı bu kutsal şehir, İsrail işgali altında geçen yarım asırdan beri kanlı mücadelelere sahne olmuş, İslam´la diğer dinler arasındaki ayrılıkların temel gerekçesi haline gelmiştir. İsrail´in Doğu Kudüs´te yıllardan beri uluslararası hukuka aykırı bir biçimde sürdürdüğü Müslüman bölgelerine Yahudi kökenli vatandaşlarını yerleştirmesi politikası, bölgede gerginliklerin bir türlü sona ermemesine neden olurken, Kudüs´ü başkent ilan etmesi de uluslararası çevrelerde kabul görmemişti.Bu bakımdan ele alındığında ABD´nin bu hamlesi, uluslararası hukukta yeri olmayan bir işgal ve soykırımı meşru hale getirme girişimi olarak görülmektedir. Bu karar, bütün dünyada var olan gerginlikleri bir kademe daha yukarıya çıkaracak, akla ve mantığa uygun olmayan bir adım olmuştur. Kudüs´ün İsrail´in başkenti olarak kabul edilmesi hem antisemitist yaklaşımları körükleyecek hem de sözde cihatçı terör örgütlerine yeni bir cephe açma fırsatı verecektir. Böyle bir durum ne İsrail´in ne Müslümanların ne de Hristiyanların yararına değildir. Bu karar, Filistin-İsrail barış çabalarına ve Ortadoğu´ya istikrar getirme sürecine indirilmiş ağır bir darbedir. Hükümetimizin, BM kararlarına aykırı, gayri ahlaki, gayri hukuki ve akıl dışı bu kararı tanımadığı yolundaki beyanatları son derece yerindedir. Zaten alev, alev yanmakta olan Ortadoğu´da çok tehlikeli bir gerginlik ve çatışma alanı daha açmakla ABD aslında insanlığa karşı bir suç işlemektedir.
Türkiye Kamu-Sen olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarına sonuna kadar destek olmaya devam edeceğiz. Bu kararla zulme, işgale ve İslam´a karşı haksızın yanında alenen yer alan ABD, dünyada yalnız kalmaya mahkûm olacaktır. Daha fazla silah satmak, daha fazla petrol elde etmek, daha fazla para kazanmak uğruna tüm dünyayı ateşe vermeyi göze alan bu azgın anlayış, insanlığın sağduyusu karşısında pes edecek, zalimler eninde sonunda kaybedecek, insanlık mutlaka kazanacaktır. On binlerce kilometre ötelerden gelip her türlü hile ve desise ile bölgemizi ateşe atanlar, bir gün kendi yaktıkları bu ateşin yakıcı azabını elbet tadacaktır.? (Kurum Bülteni)