Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Arslan: “Kayıt dışı istihdamdaki oran artışı 250 bin çalışanı bu yöne kaçırmıştır”
“Bu akşam 10 bin arkadaşımız Erciyes Anadolu Holding ile masaya oturacak”
“Kayseri aslında bir sendikacılık okulu”
“Hak-İş olarak dayanışma içerisinde 1 milyona yakın arkadaşımızı kadroya aldırdık”
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Kayıt dışı istihdamdaki oran artışı, 250 bin çalışanı bu yöne kaçırmıştır” dedi.
Hak-İş Konfederasyonu Kayseri Şubesi’nin Şubat ayı Temsilciler Meclisi Toplantısı'na Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak-İş Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Yunus Değirmenci, Hak-İş Konfederasyonu Kayseri Şube Başkanı Serhat Çelik, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Tuncay Dolu ve sendika temsilcileri katıldı. Açılış konuşmasını yapan Hak-İş Konfederasyonu Kayseri Şube Başkanı Serhat Çelik, “Hak-İş Kayseri Şube Başkanlığı olarak 15 belediye ve Nevşehir Belediyesi ile birlikte toplam 83 iş yerinde yetkili sendikayız. Bu alanlarda da toplu iş sözleşmelerimizi yaptık, çoğunda da görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
Akşam saatlerinde 10 bin sendika üyesi için Erciyes Anadolu Holding ile sözleşme masasına oturacaklarını söyleyen Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, “Bugün bizim için birkaç bağlamda önemli bir gün. Akşama doğru inşallah 10 bine yakın arkadaşımızın Erciyes Anadolu Holding ile beraber toplu iş sözleşmesini imzalayacağız. Bu imzayla birlikte de Hak-İş Kayseri Temsilcileri ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu toplantıda bizim için bir ehemmiyete sahip. Kayserili emekçilerle beraber bu salonda yüz yüze olmak bizim için önemli bir nokta. Kayserili arkadaşlarımız ticareti çok iyi biliyorlar. Gerek siyasi bakımdan, gerekse de ticari bakımından burada çok çetin pazarlıklara oturduğumuzu biliyorum ben. Bu bakımdan Kayseri aslında bir sendikacılık okuludur. Burada yetişmiş arkadaşlarımız bu bakımdan burada büyük mücadeleler vererek buraya gelmiş olmaları çok önemli. Özellikle 2020’nin başından itibaren ülkemizin karşılaştığı üst üste travmalar ve zorluklar var. Önce biliyorsunuz İdlib’de askerlerimize yapılan saldırı sonucunda 8 askerimizi kaybettik. Daha sonra Elazığ ve Malatya’da meydana gelen depremde evlatlarımızı kaybettik, Van’da arka arkaya meydana gelen iki çığ olayında evlatlarımızı ve askerlerimizi kaybettik ve son olarak da yine İdlib’de meydana gelen saldırı sonucunda 5 askerimizi kaybettik. Bütün bu üst üste gelen acılar elbette ki hepimizin ciğerini yakıyor ve keşke bunlar olmasa diyoruz. Keşke depreme daha dayanıklı binalar yapsak da kimseyi kaybetmesek ve keşke daha tedbirli olsak da kimseyi kaybetmesek. İnşallah bir daha bunları yaşamayız diye dua ediyoruz” dedi.
Arslan, 2019 yılında ülke olarak pek çok alanda gelişmeler olduğunu ve Hak-İş olarak her bağlamda sorunların çözümünden yana olduklarını söyleyerek, “Bütün bu yaşanan olumsuzluklarla beraber biz de ülkemizin hem ekonomik anlamda, hem de siyasi ve sosyal anlamda önemli bir süreçten geçtiğini biliyoruz. Özellikle 2018’de başlayan emperyalist güçlerin Türkiye’ye yönelik saldırıları gerçekten 2018 ve 2019’un başlarında büyük bir yıkıma neden olmuştur. Çok ciddi sorunlarla karşılaştık. Bankacılık sistemimizden tutun da pek çok alanda enflasyon, döviz, faiz ve benzeri konularda çok ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldık. İşsizlikte de maalesef uzun yılların zirvesini gördük. Bütün bu zorlukların da en büyük faturasını tabii ki emekçiler, çalışanlar, hatta Türkiye’de çalışamayan ya da kayıt dışı çalışan kesim ödemektedir. Biz bu süreçte Türkiye’nin uluslararası dayanışmasını ortaya koymak adına Hak-İş olarak hep sorunların çözümünden yana destek olduk” ifadelerini kullandı.
Arslan, işsizlik oranlarının 2023 hedeflerinin çok üstünde olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“2019’ın ikinci yarısından itibaren olumlu gelişmeler yaşandı. Ekonomik gelişmeler ve Türkiye’nin kendi içerisindeki dengeleme ve toparlanma sürecindeki olumlu sonuçlarını vermeye başladı. 2019’un sonuna geldiğimizde de Türkiye’nin ekonomik yönde kendi içerisindeki makro dengelenmede de olumlu bir aşamaya geçmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Fakat bu makro dengelerin de sahaya yansıması gerekiyor. Özellikle enflasyonun hızla aşağı doğru çekilmiş olması, faiz oranlarının düşmüş olması, döviz fiyatlarının uzun zamandır stabil olarak devam etmiş olması, ilk defa büyümenin son çeyrekten başlayarak yüzde 4’lere varan büyümenin gerçekleşmiş olması gibi bütün bu dengeler 2018’e göre ciddi derecede olumluluk göstermektedir. İşsizlik oranlarımız bunlara rağmen çok yüksek ve 2023 hedefinde işsizlik oranı yüzde 5’tir.”
Kayıt dışı istihdamın 250 bin çalışan işçiyi de kayıt dışı çalışmaya ittiğini söyleyen Arslan, “Kayıt dışı istihdam oranı 2019 yılında ilk defa düşüş yerine yükselme göstermiştir. 2 puana yakın kayıt dışı istihdamdaki artış, 250 binin üzerindeki çalışanın kayıt dışına kaçmasını sağlamıştır ve bu uzun yıllardır yaşamadığımız bir şey. Yüzde 55’lerdeki kayıt dışı istihdamımız, yüzde 33’lere kadar inmişti ama 2018’den 2019’a yansıyan rakamlarla beraber ne yazık ki bir artış söz konusu. Kayıt dışı istihdam demek sosyal güvenlik sisteminizin geriye gitmesi demektir, adaletsiz bir gelir dağılımı demektir, iş kazalarında ölümün daha da artacağı demektir ve örgütlenmenin önünde en büyük engel demektir. Bu yönden ele aldığımız zaman, kayıt dışı istihdam mutlaka bizim için önlem alınması gereken sorunlar. Özellikle göçmen kardeşlerimizin kayıt dışı ve çok düşük ücretlerle çalıştırılması gerçekten adaletsiz bir gelir dağılımı ve çalışabilir vatandaşlarımızın da kayıt dışına itilmesi demektir. Vergi dilimi konusunda bizim talebimiz asgari ücret diliminde çalışan bütün personellerin vergi dışı bırakılmasıdır. Sadece asgari ücret değil bütün ücretlerden asgari ücret kısmının vergi dışı bırakılmasını istiyoruz. Türkiye’deki 1 milyona yakın taşeron işçinin kadroya alınması mücadelesinin öncülüğünü Hak-İş ve sendikalarımız yapmıştır. Burada mütevazi olmamak lazım ben taşeron çalışan işçilerin iş yerlerinin sendikalı olma taleplerini red ettiklerini biliyorum. Biz emekçilerle büyük bir dayanışma içerinde mücadele ettik ve 1 milyona yakın arkadaşımızı taşeron şirketlerin etkisinden kurtardık. Bu sadece taşerondan kurtulmak değil, bu arkadaşlarımızın kıdem tazminatları gibi en temel çalışma haklarını elde edecekleri haklarının hepsi de kamu tarafından güvence altına alınmıştır” dedi. (İHA)