Ağırnas, Mimar Sinan´ın doğduğu kasabadır. Ağırnas kasabasının girişinde Aşağı Pınar mevkiinde bulunan Ağırnas Yeraltı Şehri, bazı bölümlerinin milattan önce yapıldığı ve daha sonraki yıllarda da ilaveler yapıldığı, niş ve resimlerden en çok M.S 1-13. yüzyıllar arasında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda büyük bir titizlikle temizlenerek turizme açılan yer altı şehri, ilimize gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerinin büyük ilgisini çekmektedir.
Dehlizleri, mağaraları, yeraltı şehir kalıntılarıyla Ağırnas günümüzden en az 3000 yıl öncesinden insanların oturduğu anlaşılan bir yerleşim merkezidir. Ağırnasın geçmişi ile ilgili Selçuklular dönemine ait elimizde tarihi belgeler bulunmamakta, ama Osmanlı dönemine ait 1500 yılında yapılan tahrir defterine Ağırnasın Kayseride bulunan 9 nahiyeden biri olan Koramaz nahiyesine tabi, 53 hane hristiyan (Gebran hane), 3 hane Müslüman, 2 adet değirmen, 4 adet bezirhanesi bulunan ve 18 bin akçe vergi ödeyen hem nüfus hem de ekonomik yönden oldukça büyük bir köy olarak kaydedilmiştir. Kasaba nüfusunun % 95´ini Rumlar teşkil etmektedirler. 1834 kayıtlarında Ağırnas´ta 145 hane Müslüman, 28 hane de hristiyan yer almaktadır. 1875 yılı nüfus sayımında Ağırnas´ta 258 hanede 658 erkek nüfus bulunup bunların 138´i hristiyan, 560´ı Müslümandır.
Köy arazisinin kıraç ve volkanik olması tarım yapmaya ve bol verim elde etmeye musait olmayışı tarımın bir yıl yapılıp, ikinci yıl ekilecek yerlerin nadasa bırakılması zorunlu olduğundan hatta yapılan tarımda verimin çok düşük en olumlu şartlarda bile bire beş veya bire yedi gibi ürün vermesi insanların geçimlerini temin etmek için başka meslek dallarına itibar etmelerine neden olmuştur. 16. ve 17. yy. Türkiye´den İngiltere´ye ihraç edilen mallara ait listenin ilk sırasında Ağırnas´ta dokunan kumaşlar yer almaktadır. Bilhassa "Ağırnas boğası" denilen ince yumuşak beyaz pamuklu bez başta İngiltere, Fransa ve Hollanda da çok aranan rağbet gören ticari mallar arasında görülmektedir. Burası 1923-2003 arası Taşören adını taşımış ve daha sonra yeniden eski adına dönmüştür.
1875 kayıtlarına göre Ağırnas´ta bulunan boyahanenin varlığından, çok sayıda el tezgahlarının bulunduğu ve bu geçmiş yıllarda Ağırnas´ta el tezgahlarında oldukça kaliteli ve bol miktarda kumaşın dokunup yurt dışına satıldığı bilinmektedir. El dokumacılığının dışında insanlar taş işleme, duvarcılık, nakkaşlık, boyacılık, sıvacılık gibi inşaat işçiliğini ve ustalığını oldukça benimsemişlerdir. 15 ve 16. yy. dan itibaren İstanbul, Kahire, Cezayir, Rodos, Girit, Kıbrıs, Şam, Halep, Kırım, Belgrad, Edirne gibi İmparatorluğun önemli merkezlerindeki tarihi binaların inşaatlarında bulunmuşlardır. Bu vesileyle çalıştıkları yerlerde gördükleri üstün maddi kültürel değerleri de kendi köylerine intikal ettirmişlerdir. Mutfak zenginliği ev nefaseti, giyim kuşamdaki ince zevk ve zerafet, kullanılan ev gereçlerinin zarif ve İstanbul benzeri imalattan oluşu, konuşulan şivenin Kayseri´den çok farklı oluşu ve İstanbul ağzına yakın arı, duru, güzel Türkçe oluşu sosyal yapının gelişmesine, sanat ve kültürün itibar görmesine sebep olmuştur.
Kasabaya ilk okul 1876´ da açılmıştır. 1908´ de Vali Muammer Bey ve Turanlı Yunus Bekir´in gayretleriyle Mustafa Ağırnaslı´nın yaptırmış olduğu okul bugün kütüphane olarak kullanılmaktadır.