Uzman Sosyal Pedagog-Psikolog Hanım Demirbaş, verilecek karne öncesinde velilere uyarılarda bulundu. Alınan karnelerin öğrencinin zekasının ölçeğinin olmaması gerektiğini dile getiren Demirbaş, ?Öğrenciler öncelikle tatilin tadını çıkarsınlar, yoğun bir maratondan çıkıyorlar. Sınavlar, dersler ve tabi ki öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin üzerinde büyük bir kaygı ve başarı baskı var. Ama minimum bir kaygı elbette insanın işine yarar ama kaygı düzeyini normal seviyede tutmakta fayda var. Kaygı yükseldikçe, insanlar gerçek potansiyelini ortaya koyamazsa bildiğini unutur. Dolayısıyla öğrencilerin en doğal hakkı olan eğlenmek. Yani 7 gün 24 saat öğrenciler öğrenci değil, onun dışında başka rolleri de var. Bu rolleri de yaşamaları gerekiyor, yaşadıklarında da daha başarılı olurlar. Kötü karne geldiğinde mutlaka bunu çocuğumuzun zekasıyla ya da zekalarının ölçeği olarak görmemek lazım. Tam tersi eksik olduğu konularda bunu artıya çevirmek için bir fırsat olarak görmek lazım? ifadelerini kullandı.
"Tatilde öğrencilerin ders çalışması için yüklenmeyin"
Öğrencilerin ders çalışma planı ve eğlenmelerine fırsat verildiğinde daha mutlu olacaklarını kaydeden Demirbaş, ?Tatilde bu konuda yüklenmemekte fayda vardır. Düzenli, ders çalışma planı ve aynı zamanda eğlenmelerine de fırsat verirsek daha mutlu olurlar. Mutlu insanlar daha istekli oldukları için daha verimli olurlar. Dolayısıyla ricam baskıyı öğrencilerin üzerinden çekelim, üslubumuza özen gösterelim. Kıyaslamadan, yargılamadan, aşağılamadan uzak duralım. Çünkü bunlar birer kaygı unsuru olur, öz güven ve daha başarılı olmalarını engeller. Dolayısıyla çocuklarımızın mutlu olmasına mutlaka yatırım yapalım ki, mutluluk hayatın her alanında mutlaka başarı getirir. Öğrenci olarak grev ve sorumlulukları var ama çocuk olduğunu unutmayalım. Bunu sevgi ile sergileyerek, normal hayatına da devam ederek bu görev ve sorumlulukları yerine getirmesini sağlayalım? şeklinde konuştu.
"Kötü karne intihara kadar sürükler"
Uzman Sosyal Pedagog-Psikolog Hanım Demirbaş, ?Ne yazık ki kötü karne intihara kadar sürüklüyor. Bu oran çok da fazla. Olmaması gerekiyor, çünkü anne ve baba bilerek hata yapmıyor. Çocukların iyiliği için konuşuyor. Ama konuşurken çocuklarımızı rencide etmeyelim. Çocuklarımızı sadece başarıya indirgemeyelim, onları bir bütün olarak görelim. Onların, öğrencilik hayatları dışında bir ruhu var beslememiz gereken. Bu da anne ve babanın görevi. Onlar da lütfen öncelikle anne ve baba olsunlar, görev ve sorumluluklarını yerine getirsinler. Sevgi, anlayış ve merhametle yaklaştığımızda her çocuk başarılı olur. Ama kötü yaklaştığımızda, kızdığımızda ve korkuttuğumuzda bu çocuğun öz güveni, kendine olan inancı olumsuz yönde gelişir, ani depresyona girebilir. Destek alınması gereken bir bozukluk. Çünkü bir insanın algısı, kendisine bakış açısı değişir ve her bir şeyi üstünden kaldıramayacak bir yük gibi algılar. Dolayısıyla her aman sevgisizlikten, iletişimsizlikten, ilgisizlikten kötülük doğar. Bunlardan uzak kaldığımız zaman, biz de gerektiği gibi davrandığımızda çocuklarımıza da gerektiği gibi davranmalarında örnek oluruz. Lütfen karneler, çocukların ölümüne sebep olmasın? diye konuştu. (İHA)