Anjiyonun halk arasında yanlış bilindiğini ve aslında bir ameliyat değil tedavi bulma yöntemi olduğunu söyleyen Vedat Öner,”Anjiyo demek, bir damarın röntgen ışınları ile filminin çekilmesi demektir. Vücudumuzdaki bütün damarların anjiyosu yapılabilir. Bunun işte beyin için Olan kranial anjiyo diyoruz, bacaklar için, kol için olana periferik anjiyo diyoruz, böbrek için olana renal anjiyo diyoruz. Bizim yaptığımız bizi ilgilendiren Kalp damarlarının görüntülediğimiz kısmına da koroner anjiyografi diyoruz. Yani damarların filminin çekilmesi işlemidir anjiyo. Halk arasında anjiyo denildiği zaman genellikle kalp için yapılan anjiyo kastedilmektedir. Halkımızın kullandığı anjiyo tabiri genellikle kalp içindir. Anjiyo son dönemlerde yaygınlaşıyor, teknolojinin gelişmesiyle, teknolojinin ucuzlaması ile ulaşımı kolay hale geliyor. Bunun için cep telefonlarından örnek verebiliriz. Çok hızlı ve yaygınlaşma gösteriyor. Anjiyoda bundan 15-29 yıl önce 3 ay, 6 ay sıra bekleniyordu anjiyo için. Günümüzde aynı gün bile yapılabilmektedir teknolojinin gelişmesini sağladığı bir nimettir aslında anjiyo. Kolay ulaşım ve kolay teşhis yöntemi. Bu nedenle de daha çok duyulur bilinir hale gelmiştir Anjiyo bir ameliyat değildir. Anjiyo hastayı tedavi eden bir yöntem değil. Anjiyo aynı Tomografi gibi, MR gibi bir film yöntemidir. Anjiyo damarda ne olduğunun nasıl tedavi edilmesinin gerektiği gösteren bir çeşit film yöntemidir. Anjiyo ameliyat değildir. Halk tabiri ile kesme işlemi yoktur. Damardan ilaç verilerek filminin çekilmesi demektir. Hasta narkoz almaz, anestezi yoktur bu işlemde. Hastanın tamamen bilinci yerindedir. Anjiyo hekim ile konuşarak, sohbet ederek yapılan bir işlemdir” dedi.
Mevsimlere göre kalp hastalarının dikkat etmesi gereken hususlar olduğunu ve kışın da ılıman saatlerde yürümeleri gerektiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Mevsime göre kalp hastalarında dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. En başta gelen konulardan birisi, biz hastalarımızdan sürekli egzersiz yapmalarını, yürüyüş yapmaları istiyoruz. Kış döneminde, soğuk havalar da bunu kesmemeleri lazım. Zamanlama önemlidir bu durumlarda, yazın serin havada erken saatlerde, kışın ise tam tersi daha ılıman olan saatlerde yürümelerini isteriz. Burada da dikkat edilmesi gereken husus, karlı zeminler de, buzlu zeminlerde yürümemeleri. Açık olan alanları, yolları tercih etmeleridir. Tarla içinde kar ile mücadele etmemeleri gerektiğini söylemek isterim. Ayrıca beslenmelerine dikkat etmeleri gerekir. Alışkanlık olarak kış döneminde daha çok balık ve deniz ürünlerini tüketiyoruz. Kış ayların da bu tür deniz ürünlerine ulaşmak daha kolay. Bu sebeple hastalarımızın haftalık balık tüketimini artırmalarını istiyoruz. Hepimiz hasta olmadan tedbirimiz almamız gerekir. Gelebilecek bir hastalığı olabildiğince ötelemeye çalışmalıyız. Kalp hastalıklarını ilgilendiren problemler den birisi sigara. Sigara ve bütün tütün ürünleri özellikle nargile, elektronik sigara, bunlarda bizim için sigara ile eşdeğer bir konumdadır. Tansiyon hastaları, diyabet hastaları kesinlikle ilaçlarını düzenli bir şekilde almalarını ve devam etmelerini istiyoruz. Sadece hastaların değil hepimizin dikkat etmesi gerekiyor. Yediğimiz gıdalara dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle tuz ve yağ oranını azaltarak tedavi ihtiyacına gelmeden kendi beslenmemiz, kendi yaşam şekillerimiz ile ilaçsız hayatımızı devam ettirmemiz gerekir. Egzersizi hayatımızın bir parçası haline getirmemiz gerekir. Mümkün olduğunca az asansör kullanmalıyız. Araç kullanmayı da azaltmamız gerektiği önerisinde bulunuyoruz." (İHA)