Dr. Ümit Işıldak: "Aşı uygulaması için mevcut aile sağlığı merkezlerini kullanmak yerine aşı merkezleri oluşturulmalı"

Dr. Ümit Işıldak:

KAYSERİ AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI DR. ÜMİT IŞILDAK; "AŞILAMA HİZMETİNE DERHAL EN YAKIN İŞGÜNÜNDE SAĞLIK PERSONELİMİZİN AŞILAMASI İLE BAŞLAYARAK COVİD MÜCADELESİ KAPSAMINDA DAHA FAZLA ZAFİYETE DÜŞMEMİZ BİR AN EVVEL ENGELLENMELİ, AŞILAM

Kayseri aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ümit Işıldak; "Aşılama hizmetine derhal en yakın işgününde sağlık personelimizin aşılaması ile başlayarak Covid mücadelesi kapsamında daha fazla zafiyete düşmemiz bir an evvel engellenmeli, aşılama hizmetleri sırasında da bu vesile ile hem vatandaşımızın hem de sağlık personelimizin sağlıkları korunmalıdır. Aşı uygulaması için mevcut aile sağlığı merkezlerini kullanmak yerine aşı merkezlerinin oluşturulması, aşılamanın aile hekimliği birimi tabanlı değil tüm nüfusu kapsayacak şekilde belli merkezlerden yürütülmesi esas olmalıdır" dedi.
Yakın bir zamanda covid aşısında uygulamaya geçileceğini ancak otoritelerin aile hekimlerinin fikrini almadığını ifade eden Dr. Ümit Işıldak; "Mart 2020 tarihi itibariyle tüm dünyada Covid-19 Pandemisi’nin ilanı ile, birçok vatandaşımızın hastalandığı ve birçok insanımızın hayatını kaybettiği bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya olduğumuz açıktır. Nihayet 9. ay itibariyle son günlerin popüler deyimi ile tünelin ucundaki ışık görünmüştür. Bahsi geçen ışığın kaynağı şüphesiz ki aşılamadır. Elde ettiğimiz bilgiler Covid aşılamalarının ülkemizde 2020 yılının son günlerinde başlayacağı yönündedir. Ancak aşı uygulamasının yöntemine ilişkin çok bilinmeyenli denklem başta biz aile hekimlerinin kafasında soru işareti olarak yerini korumaktadır. Aşının uygulanmasına sayılı günler kala gönül isterdi ki ülkemizin sağlık otoriteleri sahanın gerçeklerini en iyi bilen bizlere konu hakkındaki fikirlerimizi sorsun" dedi. Işıldak; henüz sorulmayan, aşı uygulamasına ilişkin temel fikirlerini şu şekilde sıraladı;
"Aşılama hizmetine derhal en yakın işgününde sağlık personelimizin aşılaması ile başlayarak Covid mücadelesi kapsamında daha fazla zafiyete düşmemiz bir an evvel engellenmeli, aşılama hizmetleri sırasında da bu vesile ile hem vatandaşımızın hem de sağlık personelimizin sağlıkları korunmalıdır. Aşı uygulaması için mevcut aile sağlığı merkezlerini kullanmak yerine aşı merkezlerinin oluşturulması, aşılamanın aile hekimliği birimi tabanlı değil tüm nüfusu kapsayacak şekilde belli merkezlerden yürütülmesi esas olmalıdır. Halihazırda ülkemizdeki aile hekimliği birimlerinde yüzde 20’lere varan oranlarda personel açığı yaşanmakta olup eksik personeli olan birimlerde aşılama yetersizliği yaşanmasının bu suretle önüne geçilmelidir. Aşı merkezleri uygulaması şu anda İngiltere’de başlamış ve planlama ona göre yapılmıştır. Ülkemizde de gerek bu dönemde kapalı olan okul binaları ve gerekse de faaliyetleri zaten durmuş olan spor tesisleri bu maksatla geçici olarak aşılama hizmetlerine tesis edilebilir. Aile hekimliği çalışanlarımızın gerekli teknik ve personel desteği ile bu merkezlerde aşılama hizmetlerini yürütmesi mümkündür. Aşı sonrası nadir görülen ve akut gelişebilen alerjik reaksiyonların takibi açısından arzu eden vatandaşlarımızın bir süre izole olarak bekleyebilecekleri bir ilave alanın da kurulması esastır. Birinci basamak bir süreliğine asli görevi olan koruyucu sağlık hizmetlerine dönmeli, aşılama işiyle iştigal etmeli, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetleri 2. Ve 3. basamak sağlık kuruluşlarında devam ettirilmelidir. Bilindiği üzere aile hekimliği birimleri bir süredir Covid (+) ya da temaslı hastaları her gün telefonla arayarak durumları hakkında bilgi almaya çalışmakta idi. Bu uygulama camiamızda kabul görmemiş, bilimsel bir dayanağı olmayan, sağlık personeline yapılacak olan ek ödemenin de ölçütü olamayacak nitelikte vasıfsız bir iştir. Bunun yerine müdürlükler bünyesinde oluşturulacak çağrı merkezleri güçlendirilmeli, aile hekimliği birimleri tüm konsantrasyonu ile aşılama hizmetine yoğunlaşmalıdır. Pandeminin bir gün bile erken sonlandırılmasının bedeli yaşamına devam edecek yüzlerce candır. Bu suretle aile hekimlerinin sırtında bir kambur haline gelmiş olan ve aslında bir sağlık hizmeti dahi olmayan ’sağlık raporları’ sorunsalını bu vesile ile kalıcı olarak hem aile hekimlerinin hem de vatandaşlarımızın hayatından çıkarmanın da zamanı gelmiştir. Bu suretle aşılama hedeflerimize daha erken ulaşmak mümkündür. Aşılanacak olan vatandaşlarımıza gerekli bilgilendirmenin HES/SMS/E-nabız ve gerekir ise muhtarlar aracılığı ile yapılarak ilgili merkezlerdeki gereksiz yığılmanın önüne geçilmeli, İnfluenza aşısında halen çözülemeyen bu konu ile ilgili daha katı tedbirler alınmalıdır. Aşılama için vatandaşlarımıza gün saat ve dakikasına varana dek detaylı bir randevu oluşturularak gerekli bilgilendirmesi yapılmalıdır. Kurulacak aşı merkezlerinde vatandaşlarımızın planlama dahilinde olmadığı halde aşıyı ısrarla talep etmesi neticesinde oluşacak sağlıkta şiddet hadiselerini bertaraf etmeye yönelik kolluk kuvvetleri destekli güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Sağlık personelimiz aşı uygulama işi ile meşgul iken gerek bakanlığımızda ve gerekse de diğer kamu kurumlarında çalışan diğer personelden aşı listelerinin takibi, vatandaşların yönlendirilmesi, kaydedilmesi, lojistiği ve transportu gibi konularda yardım alınmalıdır. Yapılacak olan planlamaların akut olarak pandemiyi sonlandırmak gibi bir amaca hizmet edecek olmasının yanı sıra istenilen bağışıklık düzeyinin ne kadar süre ile muhafaza edilebileceği muğlâktır. Bu nedenle covid bağışıklamasının artık hayatımızın bir parçası olması, belki de bir yıl bile olmadan tekrarlanması muhtemeldir. Dolayısıyla birinci basamak sağlık hizmetlerinde bugünden tezi yok başta sağlık personeli eksikliğinin giderilmesi olmak üzere yapılacak düzenlemelerin kalıcı ve sürdürülebilir olması gerekmektedir. Pandeminin başından beri bu savaşta yüzlerce sağlık çalışanımızı şehit verdik. Şehitlik mertebesi siyasilerin şahıslara bahşedebileceği bir lütuf değildir. Biz yeri doldurulamayacak olan bu arkadaşlarımızın şahadetlerine şahidiz. Ancak acılı ailelerini devlet nezdinde bir nebze olsun onure etmek, kendilerine verilecek vazife şehitliği unvanı ile mümkündür. İşi doğrudan covid hastalarına hizmet vermek olan sağlık personelinin kendisinin enfekte olması durumunda, durumun meslek hastalığı sayılmaması ise bizleri derinden yaralamakta, verdiğimiz hizmetin kıymetinin bilinmediği yönündeki algımız kuvvetlenmektedir. Başta da ifade ettiğimiz üzere tünelin ucundaki ışık görünmüştür. Daha fazla sayıda vatandaşımızın o ışığa kavuşması ise aşılama hizmetlerinin hızlı, etkin ve güvenilir bir şekilde yürütülmesi ile mümkündür. Bu süreç şüphesiz ki biz hizmet sağlayıcıların da çözüme giden yolda değerli fikirlerinin alınması ile istenilen başarıya ulaşabilecektir. Bizler ülkenin dört bir yanından memleket sevdalısı hekimler olarak, ülkemizin aydınlık yarınlara ulaşması yolundaki bu büyük adımda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hizmet etmekten onur duyacağımızı kamuoyu ile saygıyla paylaşmak isteriz."