CİHANNÜMA DERNEĞİ KAYSERİ İL BAŞKANI AV. FEVZİ KONAÇ, CUMHURİYET HALK PARTİSİ (CHP) GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞU'NIN 'HELALLEŞECEĞİZ' ÇIKIŞINA İLİŞKİN OLARAK, "HELALLEŞMENİN KOLAY OLMADIĞI ORTADA" DEDİ.
Cihannüma Derneği Kayseri İl Başkanı Av. Fevzi Konaç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu’nın ’helalleşeceğiz’ çıkışına ilişkin olarak, "Helalleşmenin kolay olmadığı ortada" dedi.
Konaç yaptığı açıklamada, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ’helalleşeceğiz’ çıkışını değerlendirerek, "Son günlerde kamuoyuna yansıyan bir konuşmasında bazı kesimlerle helalleşme yolculuğuna çıkacağını ve kendi partisinin de birtakım hataları olduğundan bahsetti. Bu çıkışın ardındaki niyeti okuyacak değilim. Bunu siyasetçilere bırakmakla beraber, buna neden ihtiyaç duyduğunu deşifre etmek anlamında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışına karşı içimden geçenleri paylaşmak isterim. Helalleşmek ne demek? Konuyu anlamak adına detaya girmeden klasik anlamda “Birilerinin hakkını ve hukukunu çiğnedik. Bunun farkındayız. Geriye dönük bu hatalarımızdan pişmanız. Bir daha aynı şeyleri yaşatmamak adına bağışlanma dileriz" diye kabul ediyor ve basitçe bunu mu anlamalıyız? diye sesli yazıyorum. 1920’li yıllarda Halk Fırkası olarak başlayan macerada, cumhuriyetin ilanıyla birlikte yaşananlarla ilgili okuduklarım, belgelerden gördüklerim, canlı şahitlerin dilinden dinleyenlerden dinlediklerim şöyle bir gözümün önünden geçti. Kimlerle helalleşmeleri gerekir diye listelemek istediğimde tabiri caizse 100 yıllık süreçte helallik dilenecek o kadar çok büyük bir kitle çıktı ki, inanamazsınız. Mustafa Kemal’in tek başına iktidarın iplerini eline alarak CHP eliyle ülkeyi yönetmeye başladığı günden, 1950 Demokrat Parti dönemine kadar tarih sayfalarını karıştırdığınızda, “günah galerisinin ucu bucağı yok” denilebilir. Aslında bu helalleşmenin pek kolay olmadığı ortada. Gazi Paşa eliyle ve onun ölümüyle birlikte CHP kadrolarının ülkeyi yönetme tarzı, bugün diktatör diyerek yaftalamaya çalıştıkları Cumhurbaşkanımıza yakıştırdıkları ve bizlerin asla kabul etmediği bu sıfatın, o dönemde nasıl zorba bir yönetime ve zulme dönüştüğü ortada. Hangi birini yazayım ve söyleyeyim inanın bir ciltlik makale konusu. Ama şöyle bir çırpıda aklıma gelenleri dillendireyim" ifadelerini kullandı.
"Helalleşmede yaşam hakları gasp edilmiş masumlarda olacak mı?"
Helalleşmenin içerisinde nelerin olacağını merak ettiğinin altının çizen Fevzi Konaç, merak ettiği soruları şöyle sıraladı:
"Merak ediyorum; bu helalleşme listesinde mesela, CHP’nin bütün gücü eline aldıktan sonra ona muhalif ve itirazı olanlar, politikalarını benimsemeyenler, savunma hakkı dahi verilmeden hesabı görülenler olacak mı? Yeni bir millet inşa etmek iddiası uğruna bütün acımasızlığıyla uygulanan inkılaplardan dolayı mağdur ve mazlum konumuna düşürülmüş, idam sehpalarında can vermiş, İstiklal Mahkemelerinin yanlı yargılamalarından dolayı hukuku çiğnenmiş ve yaşam hakları gasp edilmiş masumlar olacak mı? Yeni devleti pekiştirmek ve kendi iktidarını korumak adına zulmettiğiniz, bir gecede sürgüne yolladığınız, çoluk çocuk demeden vatanlarından edip, ölülerini bile vatanlarına sokmadığınız, her biri büyük acılarla ve memleket hasretiyle yanıp kavrulan, açlık ve sefaletle bedeller ödeyen Fatih’lerin, Yavuz’ların, Süleyman’ların, Abdülhamid’lerin evladı olan iftiralarla onurlarını çiğnediğiniz hanedan mensupları, 600 yıllık tarihimiz ve geçmişimiz olacak mı? Çok partili hayata geçiyoruz kandırmacasıyla yola düşürülmüş ancak CHF karşı kısa sürede milletin umudu ve kurtuluşu olma yolunda teveccüh görünce, anında ipi çekilmiş siyasi muhalifleriniz, muhalefet hakkı verilmeyen yakın arkadaşlarınız, tehlikeli görülerek faili meçhullerle yok edilen vekilleriniz, alternatif fikir üretme potansiyeli olan bir takım dernek ve vakıflar olacak mı? Dini inançlarından dolayı resmen linç edilen dindarlar, laikliğin din düşmanlığı olarak uygulandığı dönemde bu zulme itiraz edenler, inanç özgürlüğü talebinde bulunan ve bunun sonucu katledilenler, bir dönem imam olmadığı için namazı kılınamadığından kokan cenazeler, imanının gereği İslam’ı öğrenemeyip hayatı heder olanlar, Kur’an okuduğu için karakollarda işkence gören, yargılanıp hapse atılan, daha da acısı yalan yanlış ithamlarla ve sahte yargılamalarla idam sehpalarında sallandırılan İskilipli Atıf’lar, Şeyh Esad Erbili’ler, Şeyh Said’ler, Said-i Nursiler ve Dersim’de çoluk çocuk demeden kimliklerinden dolayı Sabiha Gökçen’ler eliyle katledilenler, canı yakılanlar, hemşerileriniz olacak mı? Yeni bir millet oluşturmak iddiasıyla tüm benliğini çağdaş batılı değerlere dönüştürmek uğruna kafasına zorla şapka geçirdiğiniz, buna itiraz ettiği için ipe yolladığınız masumlar, kadın olduğu halde şapka inkılabına itiraz etti diye idam ettiğiniz Şalcı Bacılar, denizden bombalamakla cezalandırdığınız şehirler, bu milletin bin yıllık alfabesi ve harfleri, sırf Arap düşmanlığı, milletin Kur’an ile ve İslam’la bağını kesmek adına yaptığınız kültür soykırımı nedeniyle sattığınız arşivler, binlerce ciltlik kütüphaneler, sattığınız veya ahır haline çevirdiğiniz camiler, ecdadın miras olarak bıraktığı kültür değeri taşıyan türbeler, tekkeler, zaviyeler kendi diline ve özüne düşman hale getirdiğiniz kimliksizleştirdiğiniz millet olacak mı? Milli mücadelede beraber yola çıktığı arkadaşlarını sırf rakip gördüğü veya aynı düşünmediği için itibarsızlaştırılan kişiler, Mustafa Kemal’in parti genel başkanınız olarak yaptığı ötekileştirmenin bedellerini ödeyen ve faili meçhul bir cinayete kurban giden Ali Şükrü Bey, can güvenliği olmadığından sürgün hayatı yaşayıp ölümünden önce vatanına dönen ama hep takip altında tutulup hayatı kendisine zindan ettiğiniz Mehmet Akif Ersoy, sırf Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurdu diye idamla yargılattığınız, beraat ettikten sonra resmen yaşayan ölüye çevirdiğiniz Kazım Karabekir, dışladığınız Halide Edip Adıvar ve milli mücadelenin kahramanlarından olduğu halde hain damgası vurduğunuz Çerkez Ethem gibi binlerce isim olacak mı? Tarihten günümüze dönersek; henüz hafızalarımızda derin izler bırakan başörtüsü zulmünü layık gördüğünüz, üniversite ve lise kapılarında coplattığınız, okuma haklarını elinden aldığınız, ikna odalarında milletvekili yaptığınız hocalar eliyle inançları ile eğitim hakları arasında sıkıştırılıp yüreklerini acıttığınız, bu zulümlerinizle akıl sağlığını yitiren, kendi vatanında okuyamayan kızlarımızda olacak mı? Kapattığınız Kur’an Kurslarımız, hiçe saydığınız manevi değerlerimiz, geleceklerini kararttığınız, devlet kapılarını yüzlerine kapattığınız, asker/polis olamaz diyerek zulmettiğiniz İmam Hatiplilerimiz, inançlarına saygı duymadığınız Anadolu milleti olacak mı? Sayın Kılıçdaroğlu; bu yazdıklarım bir çırpıda aklıma gelenler. Bütün bunlara cesaret edebilir misiniz? zaman gösterecek elbette. Şayet bunlar olmayacaksa; bunların olmadığı hiçbir helalleşme, helalleşme değildir. Kaldı ki bunların büyük kısmının hesabı zaten mahşere kalmıştır. Şayet bunlar olacaksa; o zaman yaptığınız şey size partiniz üzerinden intikal eden yüzyıllık bir mirasla yüzleşmedir. Mustafa Kemal eliyle kurulan CHP’den kalan ve Milli Şef İnönü üzerinden sizlere kadar gelene yazık ki kötü bir mirastır. Gerçek anlamda helalleşmek CHP’nin altı okunun hatalarıyla yüzleşmek ve reddi miras etmek demektir. Ben CHP’yi tanıyorsam sizi reddeder ama geçmişini reddetmek şöyle dursun, ucu Atatürk’e dayanacak hiçbir konuda asla hesaba çektirmez. Bu çıkışınız bile eminim parti içinde birilerini rahatsız etmiştir. Umudum olmamakla beraber bütün bunlara rağmen geçmişte ve günümüzde yapılan hataların kabulü anlamına gelecek ve bu hatalardan ders alınacak bir değişime sebep olursa, sevgi kazanırsa bizleri memnun edecektir. Bekleyelim görelim."