Sabri Nasuhoğlu , ?Bir eğitim ve öğretim yılını daha geride bıraktık. Öğrencilerimiz yoğun bir çalışmadan sonra bir eğitim öğretim yılını daha bitirmenin sevinciyle yaz tatiline giriyorlar. Öğrenci neden tatile girmenin mutluluğunu yaşar ve rahatlar? Derslerin yoğunluğu, tekdüze bir eğitim anlayışı ve merak uyandırmayan ezberci klasik bir eğitimden sıkılan öğrenci tatile girmenin mutluluğunu yaşamak ister. Oysa eğitim öğrencide ilgi ve merak uyandırmazsa düşünmeye yönelik, araştırma, inceleme duygularına hitap etmezse öğrenci monotonluktan kurtulamaz.
Türkiye´de verilen eğitim sorgulamaya açık olmayan ezberci bir eğitimdir. Böyle bir eğitim sistemi ile bireyler sorgulamayı ve bilimsel düşünce yollarını benimseyemezler. Ezberciliğe alışarak düşünce geliştiremezler. Ezberci eğitim anlayışıyla yetiştirilen öğrenciler ise araştırma ve gelişim konularında yetersiz kalırlar. Maalesef bu bahsettiğimiz durumu PISA sonuçlarında görebiliyoruz. 72 ülke içinde bilim, matematik ve okuma alanlarında 50. Sırada olmak gerçekten üzücü bir durum. Okumayan, araştırmayan, analitik düşünmeyen üretemeyen bir ülke haline gelmemizin en büyük sorumlusu iktidardır. Bir önceki milli eğitim bakanının sistemini beğenmeyen ve yerine gelen yeni bakan, eğitim sistemini yap-boz tahtası zannederek yeni bir sistem uygulatmak istiyor. Eğitim kimsenin egolarını tatmin edeceği bir alan değildir. Analitik
düşünme yeteneğine sahip olamayan, verileni alan verilmeyeni araştırma isteğine sahip olamayan ve okuma alışkanlığı kazanmamış çocuklarımızın vebali boynunuzdadır.? İfadelerini kullandı.
Nasuhoğlu, eğitim sistemindeki problemlerin aşılmak zorunda olduğunu dile getirerek, ?Bizler devlete güvenmek, devletin eğitimden sorumlu bakanlığına güvenmek zorundayız. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu devletin kurumunun da bu bilinçle hareket etmesi gerekmektedir. Ancak bırakın sınav sistemini, eğitim politikalarının içler acısı hali velilerin güvenini sarsmaktadır. Ki velilerin haklılığını yaşatılan süreçten örnekleyerek görebiliyoruz. İmam Hatip okullarının sayısını arttıran, Düz Liselerin tamamını Anadolu Lisesi haline getirerek başarılı okulları başarısızlaştıran, mesleki eğitim merkezlerini örgün eğitim kapsamına alarak çocuk işçiliğin önünü açan, son bir yılda 1.5 milyon öğrencinin açık liseye geçerek okul ortamından uzaklaşmasına neden olan, öğretmen atamalarında bile büyük bir haksızlık
ve şaibeye yol açan bu iktidarın bakanlığı kendisine güvenilmemesi gerektiğini yeterince göstermiştir. Geçmişi bir tarafa bırakırsak eğer, çocuklarımızın hak ettiği eğitimi alması, ülkemizin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması için bir an önce eğitim sisteminde gerekli düzenlenmelerin yapılması gerekmektedir.? dedi. (Kurum Bülteni)