MİLLİ EĞİTİM BAKANI MAHMUT ÖZER, "EĞİTİM GERÇEKTEN BİR ÜLKENİN KADERİNİ BELİRLEYEN, DOLAYISIYLA DA VEBALİ EN BÜYÜK OLAN, YÖNETMESİ DE EN ZOR OLAN KURUMLARDAN BİR TANESİ. AMA ALLAH'A ŞÜKÜR YİĞİT BİR ŞEKİLDE GECE GÜNDÜZ DEMEDEN BU ÜLKENİN ÇOCUKLARINA NİTEL
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Eğitim, vebali en büyük olan, yönetmesi de en zor olan kurumlardan bir tanesi. Ama Allah’a şükür yiğit bir şekilde gece gündüz demeden bu ülkenin çocuklarına nitelikli eğitim ulaştırmak ve başarılı olabilmeleri için tüm öğretmenlerimizle birlikte el ele vererek çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Kayseri’de bulunan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, hayırsever tarafından yaptırılan Melikgazi Kazım Karabekir Osman Ulubaş Anaokulu, İlkokulu, Ortaokulu ve spor salonunun açılışına katıldı. Programda konuşan Bakan Özer, yatırımlarla ilgili bilgiler vererek, "Daha iyi noktalara çekebilmek için bakanlığımızın tüm bürokratlarıyla gerçekten kesenin ağzını açtık. Biz buraya gelirken Kayseri’nin 690 milyon TL’lik yatırım bütçesi vardı eğitim alanında. Bugün 740 milyonluk ilave yatırım ve 47 milyonluk da okulların temel ihtiyaçlarıyla ilgili bütçe olmak üzere mevcut olan 690 milyonluk bütçeyi 1 milyar 477 milyon TL’ye çıkartmış durumdayız. Bu yatırımlarımızın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" dedi.
"Devasa bir eğitim sistemine sahip olduk"
20 yılda eğitim sisteminin geldiği noktaya değinen Bakan Özer, "Aslında 20 yıl öncesine gitmek yeterli eğitimde geldiğimiz noktayı mukayese edebilmek için. 2000’li yıllarda bu ülkede okul öncesinde, ortaöğretimde, yüksek öğretimde okullaşma oranı yüzde 50’nin altındaydı. Rekabet etmiş olduğumuz ülkelerin ise yüzde 90’ın üzerindeydi. 2000’li yılların eğitimdeki manzarası buydu. 2000’lerdeki bu eğitim manzarası bakın 20 yıl gibi kısa sürede ne hale geldi? Beş yaştaki okul öncesindeki okullaşma oranı yüzde 11’di, bugün yüzde 94. Ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44’tü, bugün yüzde 95. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14’tü, bugün yüzde 48. Yani ilk kez bir ülkenin en kalıcı sermayesi olan beşeri sermayesinin niteliğini arttırmada en etkin enstrüman olan eğitim ilk kez bu kadar verimli bir şekilde kullanıldı. Sizlerin çocukları, evlatları, eğitimin tüm kademelerine ücretsiz bir şekilde erişebilme imkanına sahip oldular. Düşünün 2000’li yıllarda Türkiye’deki eğitim sisteminde 300 binler civarında derslik vardı, bugün 857 bin derslik olan bir eğitim sistemimiz var. 57 bin 108 okulumuz var. 2000’li yıllarda eğitim sistemindeki öğretmen sayısı 500 bindi, bugün 1,2 milyon öğretmen var. Şu anda gelinen noktada 19,5 milyon öğrencinin, 1,2 milyon öğretmenin olduğu devasa bir eğitim sistemine sahip olduk" ifadelerini kullandı.
"Kadınların hakkı gasp ediliyor diyemediler"
Eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamaların da kaldırıldığını aktaran Bakan Özer, "Bizim eğitim sistemimiz 150’ye yakın ülkenin nüfusundan çok daha büyük bir eğitim sistemi. Sadece bunlar mı oldu? Hayır. Aynı zamanda eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Hatırlayın Kayseri’de yaşadınız. Başörtüsü yasakları vardı. Liseye giden çocuklarımız, yüksek öğretim kurumlarına giden çocuklarımız başörtüsünden dolayı eğitim kurumlarına giremiyor ve eğitimlerine devam edemiyorlardı. Özellikle yüksek öğretim alanında ciddi dramalar, ciddi hikayeler, acı hikayeler ortaya çıkmıştı. Dramlar yaşanıyordu. Ve kendi ülkesini terk edip yurt dışında eğitime devam etmek zorunda kalan başörtülü kadınlarımız vardı. Bu günlerde eleştirmek çok kolay, bugünlerde söz söylemek çok kolay ama söz söylemek yapanın hakkıdır. Sorunları gidermek için çabalayanların hakkıdır. Bugün kadına şiddetle ilgili, kadın haklarıyla ilgili konuşanlar o gün başörtüsü yasağından dolayı anayasal hakkına ulaşamadığı zaman ’o kadınların kadın hakları gasp ediliyor’ bir kere diyemediler. Bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar, o gün yurt dışına giden başörtülü kadınların sayısı arttığı zaman beyin göçünden bahsetmediler. Niye? Çünkü umurlarında bile değildi. Bu ülkenin vatandaşının çocuğunun eğitimle buluşması zerre kadar ilgilendirmiyordu. Ancak kendi koydukları kurallar çerçevesinde geliyorsa okullara girmesine izin veriliyordu. Düşünün bu ülkede katsayı uygulaması yaşandı. İmam hatip liseleri ve meslek liseleri 12 yıl akademik olarak başarılı öğrencilerden arındırıldı. Yaşananları hepiniz biliyorsunuz. Dert neydi? Dert çok basitti. İmam hatip lisesi mezunundan kaymakam olmasın, vali olmasın, iş adamı olmasın, başarılı kariyere sahip olan insanlara yetişmesin. Meslek lisesindeki amaç neydi? Bu ülke ekonomik kalkınmasını gerçekleştiremez. 2012 yılında katsayı uygulaması kaldırıldı bu ülkede. Bakın başörtüsü yasakları kaldırıldı. Katsayı uygulamaları kaldırıldı" diye konuştu.
"El ele vererek çalışmaya devam ediyoruz"
Çocukların başarılı olabilmeleri için öğretmenler ile el ele vererek çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Bakan Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğitim vebali en büyük olan, yönetmesi de en zor olan kurumlardan bir tanesi. Ama Allah’a şükür yiğit bir şekilde gece gündüz demeden bu ülkenin çocuklarına nitelikli eğitim ulaştırmak ve başarılı olabilmeleri için tüm öğretmenlerimizle birlikte el ele vererek çalışmaya devam ediyoruz. Çalışmaya devam edeceğiz ve bu ülkenin o cumhurbaşkanımızın kucaklayıcı herkesi içine alan bu gönül coğrafyasının çok daha güçlü olması için el birliği yapacağız. Birbirimize yaslanacağız. Birbirimize güç vereceğiz. Ve Türkiye, sadece bölgesinde değil yeni hikayeleri dünyaya anlatan barışın, sulhun, merhametin dillendirildiği bir ülke olması için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz."
Açılış programında konuşan Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, AK Parti Milletvekili Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki ve Vali Gökmen Çiçek de hayırseverlere teşekkür ederek, yatırımların hayırlı olması temennisinde bulundu. Konuşmaların ardından dualar eşliğinde kurdele kesilerek okul hizmete açıldı.