Kayseri´de Savunma ve Havacılık Sektöründe Kayseri Sanayisi´nin Gelecekteki Yeri adlı program düzenlendi. Kayseri Ticaret Odası (KTO) Konferans Salonunda düzenlenen programın açılışında konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, ordunun teknolojik olarak donatılması gerektiğini belirterek, ?Milletimizin peygamber ocağı olarak gördüğü Türk Silahlı Kuvvetleri, kahraman ordumuz değişen ve gelişen teknolojik silah ve mühimmatla donatılmalı. Şükürler olsun ki donatılıyor. Bugün gelinen noktada dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye, NATO´nun da 2. büyük ordusuna sahip olmanın gururunu taşıyor. Özellikle son yıllarda terörle mücadele ve coğrafyamızda yaşanan olumsuzluklar nedeniyle ordumuzun teknolojik olarak daha da donatılması hasıl olmuş ve bugün milli savunma sanayimizde yüzde 65 oranında kendimize yeter halde bulunmaktayız. Fakat bu bizim için yeterli değil, daha da ileriye gitmek için çalışmalıyız" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise konuşmasında Türk Savunma Sanayi´nin üretim, ihracat ve teknoloji geliştirme alanında şimdiye kadar yaptıklarından çok daha fazlasını başaracak potansiyeli olduğunu kaydederek, ?Geçen sene ülke olarak ihracatımızı yüzde 7 artırırken, Kayseri bunu 4´e katladı. Şimdi, tayyare fabrikası ile başlattığımız sanayileşme hikayesini savunma sanayi ile daha ileriye taşımak istiyoruz. Bu alanda kamu-özel sektör ortak çalışması sonucu önemli başarılar elde etti. 2002 yılında yüzde 80´leri bulan savunma sanayinin dışa bağımlılık oranımız2018´de çok şükür yüzde 35´ler seviyesine indi. Aynı zamanda küresel rekabette de ilerledik. Bugün 4 firmamız dünyanın en büyük savunma şirketleri listesine girdi. Savunma sanayi sektörü ihracatı 2018´de 2 milyar doları geçti. Tüm bu başarının mimarları olanlarla iftihar ediyoruz. Kamunun desteği olmasaydı özel sektör, özel sektörün azim ve çalışkanlığı da olmasaydı kamu tek başına bu başarıları gerçekleştiremezdi. Elbette bizler bunlarla yetinmeyeceğiz. Türk Savunma Sanayi´nin üretim, ihracat ve teknoloji geliştirme alanında şimdiye kadar yaptıklarından çok daha fazlasını başaracak potansiyelimiz var. Biz de Kayseri olarak bu süreç içinde yer almak, ülkemiz savunma sanayine daha fazla katkı vermek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Vali Şehmus Günaydın da konuşmasında, ?Uçak fabrikası serüveni ile başlayan sanayileşmede ilimiz son yıllarda çok önemli başarılara imza atmış, ülkemiz ihracatında da çok önemli paylara sahip şirketler ön plana çıkmış. Fakat bu tecrübemizin çok daha ileri noktalara taşınması gerektiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Görevlerimizi, ödevlerimizi biliyoruz. Bu güç ve maharet firmalarımızda var" dedi.
Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir ise, "Giderek hassas işleme ve imalat yapan makineler konusunda yurt dışına bağımlılığımız malum. Bu bağımlılığın getirdiği ve getirmesi muhtemel çeşitli kısıtlar yavaş yavaş görülmeye başlıyor. Bu anlamda şirketlerimizin hassas işleme yapabilen tezgahların üretilmesi konusunda desteklenmesini istiyoruz. Kayserimiz bölgesel olarak bu konuda öne geçmek üzere önceliği ele alacak ve inisiyatif kullanacaktır. Bu konuda teşvik mekanizmalarımızı harekete geçirmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakan Akar: "Cennet vatanımızın savunmasını yapabilmemiz için hazır olmamız lazım"
Programa katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ilgili ve yetkili herkesin ilerideki dönemlerde mücadeleye hazır olması ve vatanı savunmak için çalışılması gerektiğini vurgulayarak, "Çevremize baktığımız zaman kritik, zor bir dönemden geçiyoruz. Etrafımız gerçekten ateş çemberi. Bu olayların nasıl, nereye döneceğini, bir adım sonra nelerle karşılaşacağımızı başlangıçtan itibaren gerçekten sadece bizim için değil tüm dünya için kestirmek çok zor. Onun için atalarımızın söylediği lafı söyleyeyim; ?Hazır ol cenge, istersen sulh-ü salah´. Bunu hepimizin ilke kabul etmesi lazım. Sadece bu topla, tüfekle yapılan savaşla değil; ekonomik, diplomatik, enerji, sanayi, bilim savaşı da var. Dolayısıyla bu bakımdan her alanındaki ilgili ve yetkili arkadaşlarımızın müteakip dönemlerdeki mücadeleye hazır olması lazım, kendilerini hazırlaması lazım ki sürprizlerle karşılaşmayalım. Bu oluşumdan, belirsizlikten dolayı kritik durumlarda etrafımızdaki siyasi ve askeri çatışmalardan dolayı ülkemize dönük çeşitli risk, tehditler var. Bunlara karşı ülkemizi ve milletimizi koruyabilmek için, asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığını, cennet vatanımızın savunmasını yapabilmemiz için hazır olmamız, çalışmamız lazım. Sonunda ?Vay anasına´ dememek lazım" dedi.
"Üstün teknolojiye dayalı yerli ve milli savunma sanayimizi kuracağız. Bunun lamı cimi yok"
Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin en iyilerini vermek zorunda olduklarını ve bu anlamda milli ve yerli savunma sanayinin kurulmasının çok önemli olduğunun altını çizen Bakan Akar, "Bütün bu güvenlik meselelerini çalışırken en öne çıkan problem sahası hepimizin bildiği gibi terörle mücadele. Silahlı kuvvetlerimizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin diğer faaliyetlerinin yanı sıra karşısına çıkan en kritik konu terörle mücadele konusu. Bu konu silahlı kuvvetlerimizin, güvenlik güçlerimizin konusu. Silahlı kuvvetler bölümüne baktığımızda bu işi nasıl yapacak? Personelin temini ve yetiştirilmesi, diğeri bunların eline vereceğimiz araç, gereç, silah ve malzeme. Alet işler, el övünür. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakar mensupları atalarından aldığı güçle gece, gündüz demeden canını hiçe sayıp ?Ölürsem şehit, kalırsam´ gazi anlayışıyla içinde mücadele eden arkadaşlarımız bu görevi yaparken Kırıkkale piyade tüfeğiyle sonuç şöyle olur, otomatik tüfekle böyle olur. Dolayısıyla tank, top, uçak, gemi önemli. Yani savunma sanayi konusu gerçekten önemli. Sadece ticari bir konu olmaktan öte ülkemiz ve milletimizin savunması bakımından çok değerli bir gayrettir. Bu konuda sanayicilerimizin her türlü fedakarlığı, kahramanlığı yapacağından eminiz. Bu konuda kahramanlara ihtiyacımız var. Bir şekilde bunun memleket meselesi olduğunu hepimiz bileceğiz, üstün teknolojiye dayalı yerli ve milli savunma sanayimizi kuracağız. Bunun lamı cimi yok" ifadelerini kullandı.
"Yeni Zelanda´daki alçak katil ´Türkler boğazın batısına geçmesin´ diyor. Bu bir kişinin hayali değil, bir yerlerde bir şeyler konuşuluyor"
Yeni Zelanda´da cuma namazını kılan Müslümanlara yönelik düzenlenen terör saldırısına ilişkin konuşan Bakan Akar, saldırıyı düzenleyen teröristin söylemlerinin bir kişinin hayali olmadığının altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Coğrafya kaderdir´ diyorlar. Coğrafya her ne kadar kaderse Türkiye´de bizler de bu coğrafyanın kaderiyiz. Yeni Zelandalı hadsiz, alçak, katliamcı, ırkçı, dinci, terörist katil; ?Türkler boğazın batısına geçmesinler, doğuda kalsınlar´ diyor. Dolayısıyla bize kefen biçiyorlar. Bu şaka değil, ciddiye alın bunları. Bu bir kişinin hayalleri, kafasında uydurduğu hezeyanlar değil, bir şeyler konuşuluyor bir yerlerde. Eğer memlekete sahip çıkarsak bu memleket var. Eğer zafiyet gösterirsek inanın kimsenin insafı yok. Kimsenin insafına kalamayız, bu asil milleti, vatan topraklarının güvenliğini kimsenin insafına bırakamayız. Bu konuda çok çalışmamız lazım. Silahlı kuvvetlerimiz bir taraftan en iyi şekilde personelini seçip onları eğitip, talimini, tatbikatını yaptırırken diğer taraftan da kahraman ve fedakar Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin eline en iyi silahı vermek durumundayız." (İHA)