Arabuluculuk Türkiye´ye damga vurdu

Arabuluculuk Türkiye´ye damga vurdu

Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Kurul Üyesi Nihat Şimşek, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen ´Avukatlık ve Arabuluculuk´ konulu söyleşiye katıldı.

Süleyman Çetinsaya İletişim Fakültesi Konferans Salonu´nda düzenlenen söyleşide konuşan Şimşek, hukuk fakültesi öğrencilerine arabuluculukla ilgili bilgiler vererek, "Arabuluculuk mesleğine giriş için belirli şartlar var. En az 5 yıl kıdemli hukukçu olmak gerekiyor. Bunun yanında arabuluculuğun bütün hukukçular tarafından önemli olan bazı özellikleri de var. Bu özelliklerde kıdemli olma zorunluluğu yok. Son zamanlarda arabuluculuk taraf vekilliği diye dile getirilen, benim arabuluculuk avukatlığı dediğim, yurtdışında da müzakereci avukatlık olarak nitelendirilen kavramları var. Bu meslek açısından gelecekte bizim için olmazsa olmazımız olacaktır. YÖK´te arabuluculuk dersinin seçmeli olarak okutulması akabinde de zorunlu ders haline getirilmesiyle alakalı bir takım çalışmalar yapılıyor. Avukat ve hakim hukukçuların bu konuyu bilmemesi artık kabul edilemez görülüyor" dedi. 
Arabuluculuğun 2012 yılında Türkiye´de mevzuata girdiğini hatırlatan Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Kurul Üyesi Avukat Arabulucu Nihat Şimşek, "Arabuluculuk, Hukuk Uyuşmazlıklarına Arabuluculuk Kanunu ismiyle geldi ve 2013 yılının Haziran ayından itibaren uygulanmak üzere başladı. 2012 yılından önce de bu konu Türkiye´nin gündemindeydi. 2007 yılında aldığımız eğitimde de arabuluculuk mevzuatımıza girecek gibi bir değerlendirme mevcuttu. Arabuluculuk Türk hukukunda tartışılan bir konuydu. Arabuluculuk dünyada çok yaygın olarak uygulanan bir sistemdir. Arabuluculuk özel hukuk uyuşmazlıklarında tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklarda uygulanan alternatif çözüm yöntemidir. Arabuluculukla uzlaştırmacılık ve ombudsmanlık karıştırılıyor. Ombudsmanlık kamu kamu denetçiliği sistemi diye isimlendirilir ve vatandaşla kamu arasındaki uyuşmazlıklarda vatandaşın haklarının ihlal edildiğine inandığı durumlarda devreye giren bir sistemdir. Uzlaştırmacılık ise tamamen ceza hukukuyla ilgili bir durumdur. Ceza hukukunda özellikle şikayete bağlı suçlarda olmak üzere Türkiye´de devreye girdi ve şuanda da uygulanmaktadır. Arabuluculuk ise özel hukuk dediğimiz tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklar için gündeme gelmiş olan ve son zamanlarda da dava şartı olarak gündeme girmiş olan alternatif çözüm yöntemidir. Dolayısıyla 3 kavramda birbirinden farklıdır. Arabuculuğun uygulanmasının herkes tarafından hemfikir olunduğu bir ortamda arabuluculuk, ülkeye damgasını vuruyor" şeklinde konuştu.  (İHA)