Abdullah Kaya yaptığı açıklamada Mısır´da 9 kişinin idam edilmesinin üzüntüsü içerisinde olduğunu belirterek; ?Bundan 4 yıl önce 2015 Yılında Mısır´ın Başkenti Kahire´de bombalı bir saldırıda hayatını kaybeden Başsavcı Hişam Berekat´ın ölümüne sebep oldukları suçlamasıyla yargılanan Müslüman Kardeşler (İhvan) üyesi 9 kişinin idam edilmesinin üzüntüsü ve şaşkınlığı içerisindeyiz. Mısır´daki yapılan idamlar Mısır Mahkemeleri tarafından adil bir biçimde verilmiş kararlar değildir. Bu kararlar tamamen siyasi amaçla verilmiştir. İçimizi yakan bu olay karşısında bizi daha da dehşete düşüren vaka ise İslam ülkeleri yöneticilerinin ses çıkarmamasıdır. Mısır´da seçimle başa gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi´nin devrildiği 2013 darbesinden bu yana yüzlerce kişi idam cezasına çarptırılmıştır. İdama çarptırılanların çoğu Mursi´yi destekleyen Müslüman Kardeşler üyesi ve Müslüman Kardeşlerle bağlantısı olan Mısırlılardır. Üst Mahkeme bu cezaların bir kısmını iptal etse de, yıl içerisinde Mısır´da 15 kişi idam edilmiştir. Yapılan son infaz gösterdi ki Darbeci Sisi´nin ölüm cezasını kullanması tam bir insan hakları krizi halini almıştır. Mısır Parlamentosu, anayasada bulunan cumhurbaşkanlığı dönem sınırlamasıyla ilgili maddenin kaldırılması için sunulan önergeyi geçtiğimiz haftalarda kabul etti. Ramazan ayından önce halk oylamasına sunulacak olan maddenin kabul edilmesi durumunda Sisi yönetimi, 2034 yılına kadar ülkenin başında kalmaya devam edecektir. Bu süreçten sonra Darbeci Sisi kendisine muhalif kimseyi istememektedir. Kendisine muhalif olan herkes için Mısır´ı açık cezaevini haline getirmiştir, getirmeye devam edecektir. Biz buradan darbeci Mısır Yönetimi´ne ve Sisi´ye ülke halklarıyla normalleşme çağrısında bulunuyoruz. İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar, hem İslam coğrafyasında hem de tüm dünyada barış ve huzurun birlikte hareket edebilecekleri bir zeminin oluşmasından geçtiğini görmelidirler? ifadelerini kullandı.
Son gelişmelerin getirdiği zorlukları anlatan Kaya yönetim hatalarına dikkat çekerek; ?Kuklalara karşı hamasete dayalı söylemler geliştirip kuklacılara teslim olunarak gidilen yolda duvara toslamak kaçınılmazdır. Biz bu coğrafyada hak ve adalet ekseninde tüm farklılıklarımızla birlikte barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Biz bu coğrafyada Müslüman ya da gayrimüslim kimsenin saçının teline zarar gelmesin istiyoruz. Biz bu coğrafyada insanların hak ve hukukları gözetilmesi, kimseye ikinci sınıf muamele yapılmasın istiyoruz. Baskıcı totaliter rejimler Mısır´ı ve İslam coğrafyasını bir yere götürmez. Mısır hem İslam coğrafyasında hem de dünyada idamlarla prestiji hızla aşağı düşmektedir. Suriye, Irak, Mısır, Yemen ve birçok İslam ülkesinde yaşanan sıkıntıların ardında ırkçı emperyalizm vardır. Irkçı emperyalizm, bölgeyi neredeyse bütün uluslararası haber ajanslarında etnik ve mezhepsel adlandırmalar ile tasnif eden tasnifte işine geldiğinde etnik yapıyı, işine geldiğinde mezhep farklılığını kullanan yapıdır. Bölge insanlarının emperyalizme karşı ortak bir tavır sergilemesini önleyebilmek için her dönemde ırkçılığı ve mezhepçiliği körüklemişler, provakatif olaylarla bölge insanını birbirine düşürmüşlerdir. Mısır da idamlar durdurmalıdır. İnsan haklarına ve adil yargılamaya riayet edilmelidir. Kendi toplumu ile kucaklaşmalıdır. Mısır da zulümler biran önce dinmeli başta Mursi olmak üzere bütün mazlum kardeşlerimiz zindanlardan çıkarılmalıdır. İslam coğrafyasıyla aralarındaki sıkıntıları gidermek yönünde adımlar atılmalıdır. Anadolu Gençlik Derneği olarak bizler, İslam ülkeleri liderlerinin, İslam İşbirliği Teşkilatının ve D8´in bu konuda toplanıp kararlar alarak fiili adımlara dönüşmesini talep ediyoruz. Bu zulümler bir gün muhakkak dinecek ve adil bir nizam tesis edilecektir" şeklinde konuştu. (İHA)