Tarih: 08.07.2021 14:36

60 yaşından sonra her iki erkekten birinin sorunu ’Prostat Büyümesi’

Facebook Twitter Linked-in

Erkeklerde yaşla birlikte görülme sıklığı da artan iyi huylu prostat büyümesi tedavisinde kapalı yöntemlerle gerçekleştirilen cerrahiler tercih ediliyor. İdrar kanalından girilerek büyüyen prostat bezinin tamamını almayı sağlayan HoLEP yöntemi tedavide altın standart olarak öne çıkıyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, 60 yaşındaki erkeklerin yarısında iyi huylu prostat büyümesine bağlı şikayetlerin başladığını, 85 yaşına kadar da bu belirtilerin yüzde 90 oranında görüldüğünü söyleyerek, hastaların yaşam kalitesini düşüren iyi huylu prostat büyümesinde medikal tedavinin yanı sıra cerrahi yöntemler de kullanıldığına dikkat çektiğini ifade etti.
Prostatı kısaca yaklaşık ceviz büyüklüğünde, erkeklerde mesanenin altında yerleşmiş, üreme faaliyetleri için çeşitli salgılar üreten bir organ olarak tanımlayan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim; iyi huylu prostat büyümesinin erkeklerde en sık görülen sorunlardan biri olduğunu kaydederek; “Neredeyse tüm erkekler yaşlandıkça prostat büyümesi yaşar, çeşitli yöntemlerle de başarılı bir şekilde tedavi olabilirler” dedi. İyi huylu prostat büyümesinin yaşla birlikte arttığını, araştırma sonuçlarında 60 yaşındayken erkeklerin yarısında bazı belirtilerin ortaya çıktığını, 85 yaşına kadar da yüzde 90’ında prostat büyümesi beklenmesi gerektiğini belirtti. Prostatın iyi huylu hastalığının yanı sıra kanser riskine de dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, iyi huylu prostat büyümesinin kanser olmadığını vurgulayarak; “İyi huylu prostat büyümesi kanser değildir. Ancak iyi huylu prostat büyümesi ile birlikte ayrıca kanser de gelişebilir. O nedenle 50-70 yaş arasındaki erkekler yılda bir kez ürolojik muayenelerini ve gerekli testlerin yaptırmaları gerekir" ifadelerini kullandı. Prostat bezi üretrayı (vücudun idrarını taşıyan tüp), çevrelediğinden prostat büyümesi tüpün tıkanmasına yol açabildiğini kaydeden Prof. Dr. Sofikerim, “Semptomlar ilerledikçe prostatın genişlemesi üretranın tıkanmasına neden olabilir. Mesane taşları oluşabilir. Mesane enfeksiyonu oluşabilir. İdrarında kan görülebilir. Mesanede büyük miktarda ekstra idrar tutulması nedeniyle geri basınçtan dolayı böbrekler zarar görebilir. İdrar borusunun ani tıkanması, idrara çıkmayı imkansız hale getirebilir" şeklinde konuştu.
Hafif semptomları olan hastaların bir süre takip edildiğini ancak şiddetli şikayetlere yol açan prostat büyümesinin tedavisine başlanması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, öncelikle ilaç tedavisine başlandığını belirtirken, prostat bezinin büyümesini etkileyen dihidrotestosteron (DHT) hormonunun üretimini yavaşlatan ilaçların tedavide kullanıldığını söyledi. İdrar akışını bloke eden prostat dokusunu çıkarmak için cerrahi prosedürlerin de uygulanabildiğini ve son dönemde minimal invaziv uygulamaların öne çıktığını kaydeden Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, altın standart olarak öne çıkan HoLEP uygulaması hakkında şu bilgileri verdi;
"Holmium Lazer ile yapılan prostat ameliyatı HoLEP yöntemi ile iyi huylu prostat tedavisi yapılıyor. HoLEP, idrar kanalından girilip holmium lazer kullanılarak gerçekleştirilen bir prostat ameliyatı yöntemidir. Bu yöntem kapalı olarak gerçekleştirilmesine rağmen açık prostat ameliyatına benzer bir metotla prostatın tamamını almak mümkün oluyor. Ameliyat sırasında genel anestezi yerine spinal anestezi uygulanıyor. Prostat hastalığına cerrahi tedavi düşünülen hastalar HoLEP için uygun aday sayılabilir. Bu yöntem prostat boyutundan bağımsızdır yani tüm prostat boyutlarında uygulanabilir. Elektrik enerjisi ile yakma yerine lazer ile ayırma tekniğiyle yapıldığı için sondası çekilen hasta idrar yaparken yanma hissi yaşamaz. Cinsel fonksiyonları düzenleyen sinirlere hasar vermez. Bu sayede hastalarda ameliyat sonrası sertleşme problemi beklenmez.”
HoLEP yönteminin düşük kanama riski, hastanede kalma süresini kısaltması ve hızlı iyileşme süreci gibi özellikleri hastaların ameliyat sonrası rahat bir süreç yaşamasına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, sözlerini “Hastalar 24 saat gibi kısa bir sürede sondalarından kurtulur ve normal hayatlarına hızlı dönüş yapabilirler” diyerek noktaladı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —