Bir restoranda düzenlenen basın açıklamasında konuşan Ülkü Ocakları Kayseri İl Başkanı Serdar Turan Barış Pınarı Harekatı´na desteklerini ifade ederek, her bir ülkücünün yegane gayesi Türklük bilinci ve Türk milli kimliğine her koşulda sahip çıkmak olduğunu belirtti. Turan; "Kahraman ordumuzun Suriye´de kimlere hizmet ettiği herkes tarafından bilinen, Haçlı zihniyetinin maşası olarak peydah olan hainlere karşı başlattığı Barış Pınarı harekatı Türk´ün gücünü ve teşkilatlanma konusunda becerisini, ordumuzun kararlı ve cesur duruşunu bütün dünyaya göstermesi açısından önemli bir işaret fişeği olmuştur. Asırlarca egemenliğimiz altında kalan topraklarımızı, ektiğimiz adalet ve hoşgörü tohumların yerini batılı güçlerin bitmek, tükenmek bilmeyen alçaklıklarıyla birlikte kan gölü ve devlet kurma hevesindeki çapulculara bırakmıştır. Bir devlet düşünün ki kendi toprakları içerisinde yıllarca envai çeşit terör örgütlerinin ve gruplarının cirit atmasına sessiz kalsın. Hain güçlerin sabırla besleyip, büyüttüğü üstesinden gelinemiyormuş gibi davranılan vesayet oluşumların ve taşeron örgütlerin beşiği olsun. İşte büyük Ortadoğu Projesi´nin tasarlandığı bu dönemde alçakça planı bozan, bütün dahili ve harici bedhahları yok edip zaferle taçlandırabilen, ?kendi göbeğimizi kendimiz keseriz´ düşüncesiyle dünyaya askeri ders veren tek bir varlık vardır, o da ordu ile milletin kaynaştığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti´dir. Ülkemizin doğusunda devlet kurma rüyaları gören zavallılar bilmelidirler ki bu coğrafyada Türklerin onayı olmadan bir kuş dahi uçmayacaktır. Devletimizin birliği ve bütünlüğüne kastedecek her türlü oluşumun karşısında iman dolu göğsünü siper etmeye hazır bir derya olduğu gerçeği asla hatırdan çıkarılmamalıdır. Sürekli değişen ama emelleri hep Türkiye´yi yok etmek ve devletimizi ortadan kaldırmak prensibi üzerine kurulan bu taşeron örgütlerin ve onların arkasındaki emperyalist güçlerin bir kez daha görmesi gerekir ki; Türk´ün gücü gösterilen sabır ve anlayışın sonunda bir balyoz gibi düşmanın tepesine inmiştir. Zannedilmesin ki bunca zamandır bütün alçaklık ve bölücülüğe sessiz kalan devletimiz acizliğinden dolayı susmuştur. Aksine sabırla beklemiş, tahammülünün bittiği noktada bütün dünyaya Türk´ün sabrının sınanmaması gerektiği mesajını dün Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında, bugün de Barış Pınarı´nda destan yazarak vermiştir ve vermeye devam edecektir. Liderimiz Devlet Bahçeli´nin de söylediği gibi ?Bir sabah ansızın geliriz, tarihin coğrafyaya sığmadığını 82 Musul, 83 Kerkük, 84 Halep olarak tarihe damgamızı vururuz´. Ülkü ocakları her zaman olduğu gibi bugün de devletimiz ve milletimizin yanında yer alarak üzerine düşen bütün sorumluluğu seve seve yerine getirmeye hazırdır. Şuur zamanında kültür, kültür zamanında şuur geri plana çekilir. Zaman; kültürel hamle yapma zamanı olduğu kadar şuurlu hareket etme ve milli bütünlüğümüze sahip çıkma zamanıdır. Ülkü ocakları her ne kadar eğitim ve kültür vakfı olarak nitelendirilse de vakti gelince de milli şuurla cephede varlığını ortaya koyan bir ruha bölünmesini de bilmektedir. Kültür emperyalizmi kademe kademe şuur emperyalizmine dönüşürken ülkü ocakları varlık gayesi ve temel dayanağı olan yüce Türk milleti ve aziz devletimize kastedecek mihraklarla her alanda mücadele etme güç ve iradesine sahiptir. Yeri geldiğinde eğitim kurumlarında bir kültür elçisi olarak yeri geldiğinde de vatanına uzanan elleri kırmak için Suriye topraklarında tankların üzerinde elleri bozkurt yapan bir yiğide dönüşen kişidir ülkücü. Bu bağlamda her bir ülkücünün yegane gayesi Türklük bilinci ve Türk milli kimliğine her koşulda sahip çıkmak olmalıdır" dedi.
Ülkü ocakları bir gençlik hareketi olarak kurulduğu günden bu güne kadar üstlendiği vizyonunu hiçbir durumda taviz vermeden yürütmekte olduğunu dile getiren Turan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Turan; "Ülkücüler 1980 öncesinde ülkenin içinde bulunduğu teröre nasıl kayıtsız kalmayarak mücadele ettiyse bugün de ülkede ortaya çıkan her türlü yasadışı oluşum ve destekçiyle aynı şekilde mücadelesine devam etmektedir. Ülkü ocaklarını kaba kuvvet ve zorbalığın adresi olarak gören her kitle, topluluk ve bireysel yaklaşım şunu iyice idrak etmelidir ki; ülkü ocakları inandığı davasından asla geri dönmeyecektir. Bu yolda geçmişte de bedel ödenmiştir, şimdi de ödenmeye devam edecektir. Bu bedeli ödemeye her bir ülkü neferi bütün içtenliği ve vatan sevgisiyle taliptir. Ülkü ocakları vatansever nesiller yetiştirdiği kadar okuyan; düşünen, fikir sahibi olan ilim insanları da yetiştirmeye gaye edinmiştir. Bu yolda her geçen gün yeni adımlar atılmaktadır. Bilimsel ve kültürel faaliyetlere hız kesilmeden devam edilmekte, çağın gerektirdiği her teknoloji ülkü ocaklarında kullanılmaktadır" ifadelerini kullandı. (İHA)