“FETÖ’cüler gibi 28 Şubatçıların da tespit edilemeyenleri var”
TÜRK HARB-İŞ SENDİKASI KAYSERİ ŞUBE BAŞKANI ÖZGÜR ÖZSOY, KAYSERİ 2. ANA BAKIM FABRİKA MÜDÜRÜ ALBAY İLHAN COŞKUN'UN 6 EYLÜL'DE YAYIMLADIĞI İÇ EMİR İLE FABRİKADAKİ PERSONEL VE AİLELERİNE BAŞÖRTÜSÜ VE SAKAL YASAĞI KOYMASI İLE İLGİLİ, “FETÖ’CÜLER GİBİ 28 ŞUB
Türk Harb-İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı Özgür Özsoy, Kayseri 2. Ana Bakım Fabrika Müdürü Albay İlhan Coşkun’un 6 Eylül’de yayımladığı iç emir ile fabrikadaki personel ve ailelerine başörtüsü ve sakal yasağı koyması ile ilgili, “FETÖ’cüler gibi 28 Şubatçıların da tespit edilemeyenleri var” dedi.
Yayımlanan emirle ilgili kasıt varsa Albay Coşkun’un en şiddetli cezayı alması gerektiğini söyleyen Türk Harb-İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı Özgür Özsoy, “Biz 28 Şubat’ın çok acılarını çektik. Özellikle benim işe girdiğim 90’lı yıllarda Batı çalışma Grubu’nun 28 Şubat’ın yaşandığı dönemlerde birçok arkadaşım kadro fazlası diye inancından dolayı işinden edildi. Kadro fazlası olduğu için de 28 Şubatçıların iade-i itibarı verildiğinde bunun ispatını da biz yapamadık. Arkadaşlarımız hala bu konuda mağdurlar. Kayseri’de de ne yazık ki böyle üzücü bir olay yaşadık ama olayın gerçek tarafını da bilmiyoruz. 6 Eylül’de albayımız bir yazı yayımlıyor ve tarif ediyor başörtüsü, çember sakal, topuklara kadar uzanan pardesü gibi bir tarifte bulunulmuş. Bu konuyla ilgili de eski bir yazışmanın sehven karıştığı da söyleniyor. Eğer öyleyse gerçekten kasıt yoksa Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu bir albayımızın toplum vicdanında bu şekilde rencide edilmesi bizi de yaralar. Çünkü bu sıkıntıları geçmişte biz kendimiz de yaşadık inancımızdan dolayı. Toplum vicdanında gerçekten rencide edildik. Hatta başörtüsü soruşturmaları yaşandığında benim de eşim başörtüsünden soruşturma geçiren birisi. Devletin anayasal düzenini yıkmaktan, terörist faaliyetlerde bulunmaktan suçlu bulundunuz diye dağdaki teröristlerle başörtülülerle neredeyse bir tutmuşlardı. Ben albayımızın bu şekilde yargısız infaza kurban gitmesini istemem ama gerçekten böyle bir kasıtlı bir şey varsa hiç kimse devletin üzerinde değildir. Devlet yasalarla serbest bırakmış, sakalla ilgili de başörtüsü ile ilgili de yasalarla serbest bırakılmış bir şeyi hiç kimse yasaklayamaz. Kasıt varsa en şiddetli şekilde cezalandırılmasını isterim. Bu konu ile ilgili soruşturma yapıldığını biliyorum. Yetkili mercilerin gerçeği ortaya çıkaracağına dair inancım da tam. Eğer kasıt yoksa da TSK’nın bir albayının bu şekilde rencide edilmesine de vicdanım razı olmaz” dedi.
“28 Şubatçıların FETÖ’cüler gibi tespit edilemeyenleri var”
Özsoy, 28 Şubat kafasında yaşayanların hala olduklarını ve kendilerini gizlediklerini söyleyerek, “28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu diye bir grup kurulmuştu. Bu grup çoğunluğu askerlerden oluşan bir gruptu. Hatta gelip Hava İkmal’de bizlere gösteri de yapmışlardı. O zamanlar çalışan insanlar inancından dolayı çok fişlendi. Hatta evlerimize askerler ziyarete gelirlerdi eşleri örtülü mü değil mi diye. İnancından dolayı birçok arkadaşımız iltica gerekçesiyle işten çıkarıldı. Yani 28 Şubat tam bir zulüm, yasakçı zihniyet dönemiydi. O dönemi yaşamış birisi olarak şu an da anlatırken bile sıkıntılanıyorum çünkü ailemde de yaşadım. Eşimden de arkadaşlarımdan da yaşadım. Bizzat 23-24 tane arkadaşımız o dönemde işten atılmışlardı. Bunların içinde gerçekten sıkıntılı olan arkadaşlarımız olmakla birlikte çoğu da inancından dolayı atılmışlardı. 28 Şubat kara bir lekeydi Türkiye için. Aynı FETÖ gibi, FETÖ de ne kadar uğraşsak da hala tespit edilemeyen hücreleri var bunların. Aynı şekilde 28 Şubat kafasında muhakkak ki yaşayan insanlar var ama burada şunu söylemek istemem. İlhan Albay’la bizim sıkı ilişkilerimiz var işimiz gereği. İlhan Albay’ın bu amaçla yapıp yapmadığını ben bilmiyorum. Ondan dolayı yargısız infazda bulunmak istemem. Eğer böyle bir şey yaptıysa şiddetli bir şekilde cezalandırılmasını isterim. Muhakkak ki 28 Şubat kafası taşıyan insanlar da hala var ama şu ortamda kendini belli etmediklerini düşünüyorum, kendini gizlediklerini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.